Bir gün yine bakkala uğradım. Her zamanki gibi, o yakışıklı genç çırak tezgahın ardındaydı. Rafları düzenlerken güneşin camdan süzülüp yüzüne vurması, onu adeta bir film sahnesinden fırlamış gibi gösteriyordu. Kalbimde tatlı bir heyecan baş gösterdi. Ne alacağımı unutup öylece durakaldım. “Merhaba,” dedi o hoş gülümsemesiyle. Sesi kulaklarımda yankılanıyor gibiydi. Hafifçe tebessüm edip, “Merhaba, şey… Eee, süt alacaktım,” dedim, sesimdeki titremeyi gizleyemeyerek. Kendi kendime kızdım, neden bu kadar heyecanlanıyordum ki? Sonra beni çağırdı ve arkaya geçtik.
devamı sonraki sayfada…
Bir gün yine bakkala uğradım. Her zamanki gibi, o yakışıklı genç çırak tezgahın ardındaydı. Rafları düzenlerken güneşin camdan süzülüp yüzüne vurması, onu adeta bir film sahnesinden fırlamış gibi gösteriyordu. Kalbimde tatlı bir heyecan baş gösterdi. Ne alacağımı unutup öylece durakaldım. “Merhaba,” dedi o hoş gülümsemesiyle. Sesi kulaklarımda yankılanıyor gibiydi. Hafifçe tebessüm edip, “Merhaba, şey… Eee, süt alacaktım,” dedim, sesimdeki titremeyi gizleyemeyerek. Kendi kendime kızdım, neden bu kadar heyecanlanıyordum ki? Sonra beni çağırdı ve arkaya geçtik.
devamı sonraki sayfada…